Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi

Papa Eftim, Bu Memlekete Bir Ordu Kadar Hizmet Etmiştir

                                                                              Mustafa Kemal ATATÜRK

 

 

Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi, çeşitli yayın organlarında sözde Ergenekon örgütünün karargâhı olarak yansıtılarak, kamuoyu büyük bir dezenformasyona uğratılmıştır. Tanımaktan onur ve gurur duyduğum başta, Patrikhanenin Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu Sayın, Sevgi Erenerol hanımefendi olmak üzere tüm mensupları bu ülkeye sadakatle bağlı, aydın ve son derece samimi insanlardır. Kendilerine yönelik zaman zaman yapmış olduğum ziyaretlerin fotoğrafları çarpıtılarak kamuoyunda örgütsel ilişki şüphesi yaratılmak amaçlanmıştır. Kilisenin Türk halkına yeterince tanıtılmadığı ve toplumun bu konuda yanlış ve eksik bilgilendirildiği düşüncesi ile niçin o kilisede olduğumuzu tarihçesine yer vererek özetle ifade etmek istiyorum;

Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi, Anadolu topraklarına Malazgirt zaferinden çok önceleri yerleşmiş olan Oğuz Türklerinden mürekkep milli bir kuruluştur. Sonraki dönemde bu coğrafyaya hâkim olan Müslüman Türk devletleri de soydaşlarının din değiştirmeleri için hiçbir baskıda bulunmamışlar, bu sayede günümüze kadar kimliklerini muhafaza etmişlerdir.  Anadolu da özellikle Karaman ve Akdağmadeni?nde yaşayan bu hristiyan Türkler, I. Eftim Erenerol?un önderliğinde Milli Mücadelede son derece önemli hizmetler ifa etmişlerdir. Büyük önder Atatürk?ün davetiyle Sivas Kongresine iştirak eden Erenerol, milli bilinç ve kararlı tutumuyla hayranlık uyandırmıştır.

Fener Rum Patrikhanesi, Kurtuluş Savaşı yıllarında, bir kısım faaliyetleri ile ülkemiz aleyhine bir yaklaşım sergilemiş, Yunan işgalini kutlayarak Yunanistan’ı desteklemiş, ülkemizde yaşayan Ortodoks Hıristiyanları da bu yönde teşvik etmiştir. Bu nedenle de Patrikhane hayli tepki çekerek, “fitne-fesat ocağı” olarak nitelendirilmiştir.

O dönemde, Keskin Metropoliti olan Papa I.Eftim, Helen idealleri doğrultusunda Osmanlı devleti içerisindeki azınlıkları kışkırtarak isyanlara teşvik eden bu Fener Rum Patrikhanesine karşı, Anadolu?yu karış karış dolaşarak halka gerçekleri anlatmıştır. Tüm dini topluklara ve kiliselere tamimler göndererek kendilerine adalet ve hoşgörüden başka bir muamelede bulunmayan Türk milletine karşı düşmanlık yapmamaları konusunda uyarılarda bulunmuştur. İhanette bulunan dindaşları yerine kandaşlarıyla beraber hareket etmeyi tercih eden Papa Eftim, yaptığı bir konuşmada ?Fener Rum Patrikhanesinin mumunu söndüreceğim? ifadesini kullandığında, bir gazetecinin, bir Türk gibi konuştunuz sözüne son derece tepki göstererek ? Ben Türkoğlu Türk?üm? cevabını vermiştir. Verdiği ilk muhtırada hristiyan Türklerin tarihsel kökeni hususunda bilimsel tespitlerde bulunan Papa Eftim Türklüğüyle duyduğu gururu, aşağıdaki cümlelere dökmüştür;

Ben, her zaman her yerde Türk olduğumu beyan ettim. Bir yabancı Türk dostu olabilir. Fakat benim gibi halis bir Türk?ün, bir yabancı Türk dostu gibi gösterilmesinden incinmemek ve teessüf duymamak mümkün değildir.

Bana Türk demeyip Türk dostu diyenleri hiçbir şekilde affedemem!

Biz hristiyan Türkler de, bütün milletimizle beraber milli istiklalimize kavuştuk ve şimdi övünüyoruz; ?Ne Mutlu Türk?üm Diyene?

23 Nisan 1920 tarihinde TBMM?nin açılışında çekilmiş olan hemen hepimizin bildiği fotoğrafta, Atatürk?ün yanında dua eden din adamlarından birisi Papa I.Eftim?dir. Meclisinin önünde düzenlenen miting sırasında, Mustafa Kemal’in isteğine uyarak, Meclis’in bahçe duvarının üzerine çıkıp söylediği nutuk, büyük Atatürk’ün de takdirine mazhar olmuş, dinleyenleri hayret ve coşku içinde bırakmıştır. Nutkunu, “Yaşasın muzaffer Türk Ordusu ve Milleti” sözleriyle bitirmiştir.

Papa Eftim?in başında bulunduğu Türk Ortodoks Patrikhanesi, Atatürk?ün emriyle 1922’de Kayseri’de kurulmuştur. 1924 yılında uygulanan yanlış ?Mübadele? sonucu cemaatinin çoğu dağılınca Papa Eftim ve ailesi İstanbul Karaköy’deki Panayia Kafatiani Kilisesine yerleşerek çalışmalarına oradan devam etmiştir. Ömrünü, devletinin bütünlüğü uğruna mücadeleye adayan bu dava adamı, Fener Rum Patrikhanesinin ihanetlerini gözler önüne sermiş bunun karşılığında kendi dindaşları tarafından ihanetle suçlanmış, aleyhinde davalar açılmış ve en sonunda da ruhani sıfatı alınmak suretiyle aforoz edilmiştir. Fakat bu kahraman insan türlü maddi manevi baskılara rağmen, mücadele yolunda geri adım atmamıştır. Türklüğüyle duyduğu gurur benliğinin bütün zerresine işlemiş olup, kilisede yapılan ayinlerde Türkçe dua ve ilahiler okunmuştur. Bu gelenek günümüzde de devam etmektedir.

Fener Rum Patrikhanesinin ?Şer ve Hıyanet Yuvası? olduğunu ve Misak-ı Milli sınırları içerisinde yeri olmaması gerektiğini her vesile ile dile getirmiş olan Mustafa Kemal, din kisvesi altında siyasi faaliyet gösteren bu fesat odağına karşı, Türk Ortodoks Patrikhanesine destek vererek güçlenmesine gayret etmiştir. Yüce önder bunu bir devlet politikası olarak uygulamış ve istikbalde de vasiyet etmiştir.  Papa Eftim?i kastederek söylediği ?Bu Memlekete Bir Ordu Kadar Hizmet Etmiştir? sözü, O’nun yaptıklarının değerini ortaya koymaktadır. Mücadele içinde geçen yaşamı 1968 yılında son bulmuş olan merhum I.Eftim? in mezar taşında, Atatürk?ün yukarıda yer alan bu sözleri bulunmaktadır.

Maalesef Türk milleti bellek kaybına uğratılmış olduğu için, İstiklal Madalyası sahibi bu kahraman insanı bilenimiz duyanımız çok azdır!

1968 yılında I.Papa Eftim?in ölümünden sonra, Türk Ortodoks Kilisenin başına önce oğlu Dr. Turgut Erenerol, ardından diğer oğlu Selçuk Erenerol, geçmiştir. 2002 yılında Selçuk Bey?in vefatından sonra ise oğlu Paşa Erenerol bu göreve gelmiştir. Türk Ortodoks Kilisesi yaşadığı her türlü sıkıntıya karşın Papa I.Eftim?in açmış olduğu yoldan taviz vermeden mevcudiyetini devam ettirmektedir.

Patrikhanenin Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu Sevgi Erenerol hanımefendi de tıpkı babası, amcası ve dedesi gibi, Türkiye’nin üniter devlet yapısına sonuna kadar sadık olup, Türkiye’nin milli menfaatlerine aykırı eylemler karşısında da kararlı bir duruşa sahip olmuştur. Ülkenin birlik ve bütünlüğü konusunda son derece duyarlı tavır sergileyen Sevgi Erenerol, vermiş olduğu konferanslar ve demokratik etkinliklerle Türk toplumunun aydınlanması için fedakârca mücadele vermiştir. Tanımış olduğum en asil ve yürekli kadınların başında gelen Sevgi Erenerol, 22 Ocak 2008 tarihinde gerçekleştirilen Ergenekon operasyonunda sözde örgüt yöneticiliği iddiasıyla tutuklanmıştır. Yunanistan Başbakanının Türkiye?yi ziyaret ettiği gün, ona jest yapmak adına gerçekleşen bu tutuklama kararı tarihe bir utanç sayfası olarak geçmiştir.

Yukarıda biraz olsun tanıtmaya çalıştığım, büyük önder Atatürk?ün direktifleriyle kurulmuş olan Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi bize ve ülkemize çok değerli milli bir mirastır. Bu tarihi mirasa sahip çıkmak ve korumak her Türk vatandaşının vefa borcudur!

Mustafa Kemal Atatürk?ün bıraktığı mirasın ve değerlerin özde savunucusu olarak son nefesime kadar Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesine destek olacağım!

Bağımsızlık mücadelemizde bir ordu kadar hizmet etmiş olan Papa Eftim?in, torunlarıyla beraber olmaktan şeref duyacağım?

Belki, böylece borcumu öderim!

Muzaffer Tekin

Share
  1. #1 by Mehmet İnal Kolburan on 26 Aralık 2013 - 01:01

    Medyamızın Aziz Sevgi Erenerol hanım efendiden bahsetmemesi.,beni çok üzmektedir.Bu konuda ben elimden geleni yazıp,medyaya sitem edeceğim.Bu kadar vurdum duymazlık olurmu.Merhum ve aziz Papa Eftim’e de Allah’tan rahmet dilerim.
    Mehmet İnal Kolburan
    E.Dz.Yarbay

  2. #2 by tevfik şengül on 8 Ocak 2014 - 21:16

    Patrikhaneye ve sevgi hanımefendiye saygılarımı sunar,patrikhane ve sevgi hanım hakkında daha çok bilgi edinmek isterim.güncel gelişmeleri bildirirseniz sevinirim.

    • #3 by E.Ergün on 8 Mart 2017 - 13:54

      Ümit Doğan’ın “Türk Papa-Papa Eftim” kitabını okumanızı öneririm. Milli mücadele yılları, Türk Ortodoks Kilisesi’nin bağımsız hale gelmesi, İstanbul’a taşınması, cumhuriyet dönemi gelişmeler vb. den başlayıp günümüze kadar gelir.

  3. #4 by Selahaddin on 20 Mart 2014 - 02:49

    Ben müslüman Türk´üm ve Türk Ortodoks Hristiyanlarinin hikayesini bilirim.
    Biz tek milletiz – bu aziz milletin mensuplariyiz. Keske mübadele yillarinda Türk Ortodokslari Yunanistan´a gönderilmeselerdi. Yanilmiyorsam Ulu Önder Atatürk bunun hayatindaki tek büyük hata oldugunu beyan etmisti.

    Sayin Sevgi Erenerol´un tahliyesine cok sevindim. Umarin onun ve diger yurtsever insanlarin haklarini ve özgürlüklerini gasp eden cetelerin ve zaatlarin yaptiklarini burunlarindan fitil fitil getirecek insanlar cikacaktir. Hesap sorulacaktir.
    Gecmis olsun Sayin Erenerol!

  4. #5 by MEHMET ATICI on 30 Eylül 2014 - 14:47

    Ben Türkmen Alevisi -Müslümanım… Kurtuluş savaşını birlikte kazandığımız ortodoks kardeşlerimizin aziz hatıraları ve anıları önünde saygıyla eğiliyorum… “Ne Mutlu Türküm Diyene”

(yayınlanmayacak)